kelebek cinsleri

 












Son Düzenleyen ThinkerBeLL; 03-04-2007 @ 19:07.
Bu Mesajı Yetkililere Rapor Et    

Eski 18-11-2005   #4 (mesaj-linki)


Uçan canlılar arasında kelebekler daha çok kanatlarındaki güzel desenlerle ilgi çekicidirler.
Yapılan son bir araştırma, harika desenlere sahip kelebeklerdeki üstün aerodinamik yeteneği ortaya çıkardı. Oxford Üniversitesi'nden Dr. Adrian LR Thomas, Tam 12 yıl boyunca böcek uçuşunun aerodinamiğini inceliyordu.. Uçuş sırasında kanatların havayla nasıl bir etkileşim içinde olduğunu izleyebilmek için özel bir rüzgar tüneli geliştirdi.
Tamamlanması 3 sene süren bu tünel, yapay bir çiçeğe doğru uçan kelebeğin kanat hareketlerini izlemede kullanılıyor. Kelebek tünelin içinde çiçeğe doğru kanat çırparken kanatlarına doğru renkli duman üfleniyor. Renkli dumanın kanatlarla karşılaştıktan sonra aldığı şekiller incelenerek kanatların havayla nasıl bir etkileşim içinde olduğu anlaşılıyor. Bu arada yüksek hızda kayıt yapan bir dijital kamerayla kelebeğin hareketleri an an kaydediliyor.
Thomas ve yardımcısı Dr. Robert Srygley bu tüneli kullanarak, Kızıl Amiral olarak bilinen Vanessa atalanta türüne ait kelebekleri incelediler. Kelebeğin görüntülerini izlediklerinde böceğin aerodinamik yeteneği karşısında hayrete düştüler. Kanat hareketleri ve duman şekillerini karşılaştıran bilim adamları, kelebeğin değişen hava akımlarına fazla enerji tüketmeksizin, kolayca uyum sağladığını belirtiyorlar. Buna göre, kelebekler hava akımlarını karşılamada o kadar yetenekli ki, kanatlarını 6 farklı şekilde çırpıyor ve döndürebiliyorlar. Kanatlarıyla yaptıkları özel hareketler sayesinde havada minik hortumlar oluşturuyor böylelikle ekstra kaldırma gücü sağlamış oluyorlar. Araştırmalarının sonuçları Nature dergisinde yayımlanan(1) Thomas ve Syrgley, bu konuda şunları söylüyor:
"Kelebeklerin kanat çırpma hareketleri rastgele, kararsız bir gezinme değil. Bu hareketler geniş bir dizi aerodinamik mekanizmanın hünerli bir şekilde kullanılmasından ortaya çıkıyor" (2)
Kelebeğin havadaki hareketleri akrobasi uçuşu yapan pilotların hareketlerine benzetiliyor. Dr.Thomas, kelebeklerin bu hareketleri yaparken yorulmadıklarını belirtiyor. Kelebekler, bir atın yürüme, koşma ve dört nala koşma arasındaki geçişleri kolaylıkla yapabilmesi gibi kendi isteklerine göre bir uçuş tarzı ortaya koyabiliyorlar.
Kelebek uçuşundaki bu yetenekte kanatlardaki özel tasarımın yanısıra, kanat hareketlerini düzenleyen sinir sistemi de önemli rol oynuyor. Kanatların hangi hızda ve hangi yönde döneceklerini belirleyen bu sistem, uçaklardaki elektronik sistemlere benzetiliyor. Ancak bilim adamları, kelebeğin sahip olduğu 3000 nöronla bu karmaşık hareketleri nasıl yapabildiğini bir türlü anlayabilmiş değiller. Kelebekteki kontrol sistemi en modern uçaklardakinden bile üstün. Nature dergisinde Thomas'ın araştırmasıyla ilgili bir yorumda şunlar söyleniyor:
"İnsan yapımı uçan taşıtlar yazılım komutlarıyla kontrol edilirler ancak yazılım tasarımı, yıllar boyu süren insan emeği sonucu ortaya çıkar ve uygulamaya konması için kuvvetli bilgisayar çipleri gereklidir. Oysa sineklerde örneğin, uçuş kontrolü muhtemelen sinek beyninde bulunan ve yaklaşık 3.000 nörondan meydana gelen bir kompleksten ortaya çıkar. Bu, sineğe bir ekmek kızartma makinesinin sahip olduğundan daha az kompütasyonel güç kazandırır ama yine de sinekler süper hızlı dijital elektronikle donatılmış uçaklardan daha çeviktirler".



Son Düzenleyen NihLe; 07-04-2007 @ 12:01.
Bu Mesajı Yetkililere Rapor Et    

Kelebek Cinsi
Kelebekler (Lepidoptera) - Kelebek Resimleri -2-

KELEBEK FAUNASI
Bitkiler aleminin en güzel varlıkları olan çiçekler, kokuları ve renkleri ile nasıl çekici iseler; hayvanlar aleminin, renkleri ve narin görünüşleriyle en güzel varlıkları olan kelebekler de, insanlar üzerinde o derece cezbedici bir etki uyandırırlar. O nedenle tatil sezonu boyunca, özellikle 15,000 civarında günübirlik ziyaretçiyi buraya çeken sebep, Kelebek Vadisi kelebekleridir. Ancak kelebek türleri yıllık periyod içinde belirli aylarda uçtuklarından, hepsini bir arada görme umuduyla gelen insanları yanıltabilirler. Örneğin, Vadi’ ye adını verev ve ziyaretçilerin en fazla ilgisini çeken Kaplan kelebeği (Euplagia quandripunctaria), sadece temmuz ve ağustos aylarında yoğun olarak görülebilir.
Kelebek Vadisi’ ne ilginin giderek artması üzerine, burada yaşayan kelebek türlerini birarada sergileyebilmek amacıyla yaptığımız çalışmalar, 1997-2000 yılları arasında gerçekleşmiştir. Nisan-Ekim arasında, aynı zamanda çadır hayatım yaşayarak yaptığımız gözlemlere göre 40-45 civarında gündüz ve o sayıya yakın gece kelebeği tespit edilmiştir. Ayrıca kelebekleri, ince tellerle çevrili bir “ kelebek evi ” nde koruma altına alarak çoğalmalarını sağlamak üzere tasarlanmış bazı girişimler, zor tabiat şartları nedeniyle kalıcı olmamıştır.
İnsanların bu kadar ilgisini çeken ancak hakkında çok az şey bildiği kelebekleri daha iyi tanıyabilmek için, yaşam evrelerine kısaca göz atmak gerekecektir. Kelebekler, metamorfoz adı verilen ve dört safhadan oluşan başkalaşım süreci içinde gelişir ve çoğalırlar: Yumurta, Larva, Pupa ve Ergin kelebek evreleri.


Kelebeğin yaşam evreleri
Yumurta evresi: Dişi kelebek, yumurtalarını bitkilerin gövde veya yaprakları üzerine bırakır. Boyları 1-2 mm. Civarındaki yumurtaların renk ve biçimleri, her kelebek türüne göre değişir. Bırakılan yumurta sayısı ise türüne göre ortalama 40-200 arasındadır. Bu yumurtaları birer birer ve bir bölge içinde aynı türden birçok bitki üzerine taksim ederler. Her kelebek türünün tercih ettiği bitki birbirinden farklıdır; bazıları aynı, bazılarıysa ortam şartlarına göre birkaç değişik bitki türünü tercih edebilir. Bir yumurtanın normal koşullarda olgunlaşıp çatlama süresi 6-14 gündür.


Bazı yumurta biçimleri
Larva evresi: Yumurtalar çatlayınca içlerinden 2-3 mm. Boyunda tırtıllar çıkar ve böylece kelebeğin larva dönemi başlar. Önce, çıktıkları yumurtanın kabuğunu ve sonra üzerinde bulundukları bitkinin yapraklarını yiyerek beslenir ve büyük bir oburlukla bu işlemi sürdürürler. Biçimleri kural olarak yuvarlak bir silindir biçimindedir. Üzerleri düz, dikenimsi çıkıntılı veya kıllarla kaplıdır. Her kelebek türünün larvası birbirinden farklı biçim ve gözalıcı renklerdedir. Larvalar genelde 10 halkadan, ve 3’ü önde, 5 tanesi arkada olmak üzere 8 çift bacaktan oluşur. Larvalar kabuk değiştirerek büyürler ve erişkin boya ulaşıncaya kadar 5-6 defa deri ve renk değiştirirler. Kelebeklerin larva süreleri 3-6 haftadır.


Larvanın dış yapısı
Pupa evresi: Larva evresini tamamlamış olan tırtıl, bitkiyi terkeder; ağaç gövdeleri, taş aralıkları, saçak altları veya evlerin içlerine girerek emin bir yerde pupa evresine geçer. Bazı türler (Nymphalidae familyası) başaşağı, bazılarıysa (Örn. Pieridae türleri) gövdelerinden ince bir ağ iplikle kendilerini bağlayıp dikine olarak tutunurlar. Önce katılaşmış bir hal alan larva 10-12 saat kadar bu pozisyonda kalır, sonra yavaş yavaş şekil değiştirerek kıvrık bir yaprak biçimi alır. Pupaların hakim renkleri genellikle çevre ile uyum sağlayacak biçimde kahverengi veya yeşil tonlarıdır. Böylelikle mükemmel bir kamuflaj sağlanmış olur. Pupa süresi 10-15 gündür, ancak biraz sonra göreceğimiz nesil farklılığına göre bu süre değişebilir. Pupa evresinin son 2-3 gününde kabuk şeffaflaşır, kelebeğin renk ve desenleri görülür hale gelir.


Gündüz kelebeği pupası
Kelebek evresi: Pupa evresinin sonunda, pupanın derisi gövde veya kanatların çevresinden yırtılarak, kelebek dışarıya çıkar. Kanatlar gövdeye yapışık ve bir kıvırcık salata yaprağı gibi buruşuk görünümdedir. Hayvan hemen pompalama hareketine geçerek kanatlara hava ve kan pompalar, kanatlar yavaş yavaş gerilip büyüyerek 20-30 dakikada, bildiğimiz kelebek formunu alır ve artık uçmaya hazırdır. Geride boş bir kabuk kalır. Ergin kelebeğin yaşam süresi 7-10 gün civarıdır.
Kelebekler; baş, göğüs, karın; göğsün altında üç çift bacak, gövdenin üstüne bağlı üst ve alt olmak üzere iki çift kanat ve başın üzerinde bir çift antenden oluşur. Göğüs ve karın sık ince tüyler, kanatlar ise yan yana sıralanmış küçük pullarla kaplıdır ve kelebeğe rengini veren de bu pullardır. O nedenle böcekler alemi sınıflandırmasında kelebekler Omurgasızlar sınıfında Pulkanatlılar (Lepidoptera) olarak adlandırılmıştır. Kelebeklerin ağız yapısı spiral şeklindeki dilden (emme hortumu) ibarettir; beslenirken uzar ve sonra katlanıp ağıza yerleşirler. Kelebekler genelde çiçek nektarı, meyve gibi organik maddeler ve minerallerle beslenir. Bu sebeple çürümüş organizmalar, idrar veya dışkı gibi maddeler üzerine konabilirler. Kelebekler suyun bulunduğu yerlerde çokça görülebilir, ancak bunun nedeni daha çok, yumuşamış topraktaki mineralleri emmek içindir.
Yeni uçamaya başlayan bakir dişi kelebek “ feromon ” adı verilen kuvvetli bir koku salgılar, bir anda birkaç km. çapında bir alana yayılan bu koku, çok kısa zamanda erkek kelebeği kendine çeker. Çiftleşme işlemi havada veya bir yere konarak gerçekleşir. Abdomenin sonundaki üreme organları uç uca gelecek biçimde birleşirler. Bu sırada erkeğin kanatları, dişininkiler arasında kalır ve çiftleşme pozisyonu 60-70 dakika kadar sürer. Erkek kelebekler de feromon salgılar, ancak bu yakındaki dişiyi uyarmağa yarar. Kelebekler kokuyu ve sesleri antenleri vasıtasıyla algılar. Gözleri ise yarım küre biçiminde, çok sayıda peteğin (petek göz) bir araya gelmesiyle oluşur. Parlak ve canlı renklere karşı hassastırlar.
Kelebekler tüm yaşam evreleri boyunca pek çok doğal düşmanın tehdidi altında bulunurlar. Bunlar karıncalar, gezici örümcekler, çekirgeler, yaban arıları, parazit sinekleri, kertenkeleler, kuşlar ve farelerdir. Başta belirttiğimiz gibi kelebekler yumurtalarını birer birer ve aynı türden birçok bitki üzerine bırakarak, bu düşmanlara karşı bir nevi strateji uygularlar. Larvalar pis koku salgılayarak ve renk uyumu vasıtasıyla kendilerini korurlar. Pupa evresini yine rengi ile uyumlu kuytu köşelerde kamufle olarak tamamlar. Ancak bunların dışında kelebeklerin en büyük düşmanı, doğayı hızlı biçimde kirletip yok eden insandır.
Kelebek Vadisi Lepidoptera faunasını oluşturan türler, Gündüz ve Gece kelebekleri olmak üzere iki ayrı grup halinde tanıtılacaktır.


Kelebeğin dış yapısı

 

Kelebeklerin de diğer böceklerde olduğu gibi vücutlarının dışını çevreleyen bir iskeletleri vardır. Bu dış iskelet yumuşak dokuya bağlı olan sert tabakalardan oluşur ve zırhlı bir elbiseye benzer. Bu sert tabaka "kitin" denen bir maddeden oluşmaktadır. Bu tabakanın oluşumu son derece ilginç bir süreç sonucunda gerçekleşir. Bilindiği gibi kelebek tırtılları oldukça detaylı bir metamorfoz süreci geçirir. Tırtıl öncelikle bir pupa olur, daha sonra pupa bir kelebeğe dönüşür. Bu değişim süreçleri boyunca kanatlarda, duyargalarda, bacaklarda ve diğer organlarda küçük değişiklikler meydana gelir. Uçuş kasları, kanatlar gibi farklı merkezlerdeki hücreler de değişimin her aşamasında kendilerini tekrar düzenler. Bundan başka bu değişimlerle birlikte vücuttaki hemen hemen her sistem de -sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve solunum sistemi gibi- değişim geçirir.

Kelebeklerin bileşik gözleri, nesneleri tek tek parçalardan oluşan bir mozaik şeklinde görebilmelerini sağlayan pek çok gözden oluşmaktadır. Bu gözlerin her biri, resmin bütününün tek bir parçasını görür. (Bunu bir bilgisayar ya da televizyon ekranındaki resmi oluşturan noktalara benzetebiliriz.) Bu küçük gözlerin sayısı bazı kelebek türlerinde 17.000 adete kadar çıkabilmektedir. Ne kadar çok parça göz varsa canlının gördüğü detaylar da o kadar netleşir. Kelebeklerdeki bu tasarım çeşitliliği üstün güç sahibi Allah'a aittir. Allah her canlıya ihtiyacı olan özellikleri verendir.

Kelebekler, sadece desenli ve çok renkli kanatlarıyla değil, binlerce küçük gözden oluşan özel tasarıma sahip gözleriyle de Allah'ın gücünü ve sanatını yansıtmaktadır. Kelebeklerin ilginç özellikleri

Kelebekler kanatsız doğarlar. Biçimlerine ulaşmaları için dört aşama geçirmeleri gerekir. Bazıları 24 saat bazıları 1-2 ay ömre sahip olan kelebekler yumurtadan bir kurtçuk olarak çıkarlar. Kurtçuk büyüdüğünde küçük sevimli bir tırtıl olur ve kelebeğin ikinci devresi başlar.

Tırtılın vücudunda toplam 14-15 halka vardır. Başında küçük gözleri ağız kısmında bizim dişlerimiz gibi çiğnemeye ve ezmeye yarayan çenesi bulunur. Gövdesinin ön kısmında karnına kadar olan bölgede 8 bacağı vardır. Kelebek henüz tırtıl iken kanatları yoktur ve antenleri çok kısadır. Tükürük bezleri ise bir çeşit ipek salgılar.

Tırtılların diğer canlılar gibi büyüdükçe boyları uzamaz. Onlar büyüdükçe kendi derilerine sığamamayacak kadar şişmanlarlar. Sonunda tırtıllar yavaş yavaş derilerini yırtarak ondan kurtulurlar. Yerine kendi şişmanlamış bedenlerine daha uygun olan yeni bir deri çıkarırlar. Tırtıl böcek yiyen kuşlar için çok lezzetli bir canlıdır. Tırtılların kendilerini korumaları için çeşitli saklanma tekniklerini vardır. Bazıları dimdik ayakta durarak dal taklidi yapar bir kısmı kendi rengindeki bir yaprağın üstünde durarak kendisini kamufle eder bazıları ise ölü taklidi yapar. Bu saklanma teknikleri tırtılın yaşamını sürdürüp ileride kelebek olabilmesi için çok önemlidir.

Tırtıl bu kamuflaj tekniklerini kelebek olduktan sonra da kullanır. Şöyle ki kelebekler kendilerine uygun renkte olan bölgelerde yaşarlar. Böylece kolayca saklanabilirler.

Üstün korunma sistemiyle gelişimine devam eden tırtıl nihayet üçüncü devreye girer. Tırtıl bu devreye geçeceği vakit karnını tıka basa yaprakla doldurur ve neredeyse çatlayacak hale gelir. Bu üçüncü devrede tırtıl kendisini bir torbanın içine hapseder ve burada değişime başlar.

Bu evrede tırtılın etrafında oluşan sert kabuğa “krizalit” denir. Bu kabuğun içinde iken hareketsizdir ve hiç yemek yemez. Yalnızca tırtıl iken yediği yaprakların enerjisini kullanır. Krizalit kabuklar bir yaprağın kayanın veya bir dalın üzerine tutturulmuştur.

Aşağı yukarı 10 gün kadar bir süre geçtikten sonra kelebek birkaç dakika içinde krizalitin kabuğunu yırtarak çıkar.

O anda kelebeğin kanatları henüz normal boyutlarına ulaşmamıştır. Dördüncü evrede yeni kelebek kanatlarını germek için kanatlarının üzerindeki damarları vücut sıvısıyla şişirir. Kanatlarını kuruttuğu an ise hiç eğitim almadan anında uçar. Kanatlar aynı zamanda kelebeğin solunumuna da yardımcı olur.

Diğer bir mucize de kelebeğin küçücük pulcuklarla kaplı olan kanatlarıdır. Kanatlar bu pulcukların üst üste dizilmesiyle meydana gelmiştir.

Kelebek sırtının üzerinde simetri harikası desenler vardır. Pullar öylesine bir düzende dizilmişlerdir ki iki kanat üzerindeki desenler birbirinin aynıdır. Desenlerin boyutlarını bir cetvel ile ölçmeye kalksanız hepsinin birbirine eşit olduğunu görürsünüz
Kelebek Standartı

Geldiği Ülke: Türkiye
Görünümü: Yapısı orta boyutlarda,ve orta uzunlukta,yere yakın uçkun, çevik,oyunlu bir güvercin türü.

Cins yapısı

Kafası: Düz (Perçemsiz), anlı hafif kalkık, orta genişlikte, kafası köşesiz enseye doğru toparlak.

Gözler: Renklilerde çakır, beyazlarda ve beyaz kafalılarda siyah. Göz kenarı deri renginde ve ince.

Gagası: Beyaz ve orta uzunlukta,burun üstü yumuşak ve düz, sadece şeşlerde gaga siyah renkte.

Boyun: Orta uzunlukta ve tam vücuttan çıkar şekilde ve yukarı kafaya doğru orantılı incelir şekilde.

Göğsü: Vücut’a göre orantılı genişlikte,ne fazla ince nede fazla geniş.

Sırtı: Geniş,aşağı doğru hafif mehilli.

Kanatları: Kuvvetli, telekleri orta kalınlıkta ve sert, vücut’a yatkın fakat çaprazlaşmaz.

Kuyruğu: Uzun ve geniş, kuyruk telek sayısı 14 ile 18 arası değişir 16 idealdir.

Bacakları: Dizden aşağı kısa, paçalı, paçalar orta parmak ucu hariç diğer parmakları örtmesi gerekir, tırnaklar gaga renginde.

Tüyü: Dolgun ve sert vücut’a bitişik şekilde.

Renk türleri: Bozalı, karanfil, baska, Çakal, renkli kuyruk, düz renkler, şeş, ve kaplan türleri.

Renkleri: Siyah,mavi,beyaz,kırmızı, sarı, her renk parlak bir şekilde.

Bozalı türü: Sırf kafa kuyruk, kuyruk altı ve kuyruk örtü tüyleri renkli, diğer vücut tüyleri beyaz.

Karanfil türü: Kafa, kanat, kuyruk ve dizden aşağı paçalar renkli, boyun, karın, ve but beyaz.

Baska türü: Kafa, El uçma tüyleri ve paçalar dizden aşağı beyaz, diğer vücut tüyleri renkli.

Çakal türü: Kafa, El uçma tüyleri, sırtı, karnı kuyruğu ve paçaları beyaz, boyun, büyük kanat örtü tüyleri, aynaları, ve göğsü renklidir.

Renkli kuyruk türü: Sakalı, veya bademi, kuyruğu, kuyruk altı ve kuyruk örtü tüyleri renkli, diğer vücut tüyleri beyaz.

Düz renkler: Arap, mavi kalemli, kula, samur ve süt beyaz diye geçer, hepsi parlaktır.

Şeş türü: Sesler sadece parlak siyahtan oluşur, kafaları beyaz benciklidir. Sığırcık denilenlerin bencikleri göğsüne kadar iner, genellikle kanatlar güllüdür.

Kaplan türleri: Tüm vücut tüyleri orantılı şekilde beneklidir, çoğunluk beyazdır.

Hataları: Köşeli kafa, yağ bezesi, az kuyruk sayısı, beyaz kafada çakır göz, ve kırmızı göz kenarları.

ALINTIDIR.
 
   
Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebekler
 

Kelebekler

Kelebekler
 

Kelebekler

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek
 

Kelebek

Kelebek Resimleri
Kelebekler
 

Kelebekler

kelebek
 

kelebek

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

Kelebek Resimleri
 

Kelebek Resimleri

 
Bugün 24796 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol